Gerçek dünyadaki canlıların davranışını taklit eden, yapımında sert malzemeler yerine polimer ve plastik gibi kimyasal malzemeler kullanılarak yapılan yumuşak robotların; çevresel sorunların tespiti ve denetimi alanlarında oldukça yüksek bir potansiyele sahip olduklarını söyleyebiliriz. Duke Üniversitesi’ndeki mühendislerin geliştirdiği; yusufçuktan ilham alınarak tasarlanan, elektronik içermeyen hassas robot da bu robotlara ilginç bir örnek olarak verilebilir. Geliştirilen robot su üzerinde gezinme, pH ve sıcaklık değerlerindeki değişimleri fark etme, petrol sızıntıları gibi çevresel anormallikleri tespit edebilme gibi özellikleri ile ön plana çıkıyor.
Araştırma, 25 Mart’ta Advanced Intelligent Systems dergisinde yayınlandı.
Yeni nesil yumuşak robotlar, çok yönlülükleri nedeniyle sektörde büyüyen bir trend olarak karşımıza çıkıyor. Yumuşak robotlar; metal veya seramik bileşenlerin zarar verebileceği biyolojik dokular gibi hassas nesneleri tutabilme, diğer elektronik robotların sert çerçevelerinin sıkışabileceği dar alanlarda kolayca hareket edebilme gibi özellikleriyle dikkat çekiyorlar.
Mühendislerin geliştirdikleri uzunluğu 5,7 cm ve kanat açıklığı 3,5 cm olan DraBot isimli yumuşak robot, kanatlarına gelen hava basıncını kontrol ederek çalışıyor. Araştırmacılar robotun çevre farkındalığını güçlendirmek için; robotun kanatlarının altındaki süngerlerden yararlanarak sıcaklık değişimine duyarlı malzemelerin takviyesiyle robotun kanatlarını geliştirdiler. DraBot böylelikle üzerinde yağ bulunan bir su yüzeyinde gezindiğinde, kanatlarındaki süngerlerin suyu emmesiyle birlikte, kendi rengini karşılık gelen yağ rengine göre değiştiriyor. Suyun aşırı ısındığı durumlarda ise DraBot kanatlarını kırmızıdan sarıya dönüştürerek, su asitleştiğinde ise daire çizerek var olan değişimleri bize gösteriyor.
Araştırmacılar, bu tür gelişmelerin gelecekte çevresel sensör ve robot teknolojilerinde önemli bir rol oynayacağını düşünüyorlar. Şimdiden DraBot, ciddi bir çevresel sorun olan tatlı su asitleşmesinin tespitinde, yağları emebilme yeteneğiyle petrol sızıntılarının erken tespitinde, sıcaklığa duyarlı olmasıyla suda yaşanan kırmızı gelgit gibi olayların tespitinde önemli bir rol oynayabilir.
DraBot’u geliştiren ekibin üyesi olan Shyni Varghese, “Kanatları kontrol etmek için hava basıncını kullanmak yerine, enerji üreten bir çeşit sentetik biyoloji kullanmayı düşünebilirim.” dedi. “Bu, benim çalıştığım alandan tamamen farklı bir alan, bu yüzden nelerin mümkün olduğunu görmek için bazı potansiyel işbirlikçilerle görüşmemiz gerekecek. Bu da bunun gibi disiplinler arası bir proje üzerinde çalışmanın eğlenceli bir parçası.”
DraBot’u geliştiren ekip, ayrıca kablosuz kameralar ve katı hal sensörlerinin kullanımı ile robotun yeteneklerinin arttırılabileceğini ve bir tür yerleşik itici gaz oluşturarak, üretilecek diğer robotların boru yapısından kurtulabileceğini düşünüyorlar. Planlanan gelişmelerle gelecekte bizi, çeşitli potansiyel sorunları takip edebilecek, daha gelişmiş ve geniş alanlarda kullanılabilecek uzun menzilli çevre bekçileri bekliyor olabilir.